MİMARİ PROJELERİN FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU

MİMARİ PROJELERİN FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ MALİ VE MANEVİ HAKLARI:

 

Günümüzde inşaat sektörünün Türkiye ekonomisin lokomotifi olduğu malum. Türk inşaat firmalarının Uluslar arası arenada da hatırı sayılır bir başarı gösterdikleri bilinen bir vakıa. İnşaat sektöründe yakalanan başarı, imalat kalitesi kadar görsel estetiksel bir başarının da var olduğunu gösteriyor bize. Zira pek çok yapı da, inşaat yapı kalitesi kadar görsel nitelikleri de tercih edilebilirlik kriterinde belirleyici bir etken.

 

Bunun farkındalığında olan yasa koyucu mimari projeleri yasal korumaya almıştır. Mimari projeler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunmaktadır. Yasa uyarınca eser niteliğine sahip proje Sahibi mimarların, yasadan kaynaklanan mali ve manevi hakları bulunmakta olup; bu haklar hukuk ve ceza davaları ile koruma altına alınmıştır. Öncelikle hangi mimari projelerin 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında koruma altına alınacağı ve eser niteliğindeki mimari proje sahibinin ne gibi haklarının mevcut olduğunu incelemek gerekmektedir. 

5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) uyarınca, fikir ve sanat eseri, eser sahibinin hususiyetini taşıyan, ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar ve sinema eserleri türlerinden birisi içine giren her nevi fikir ve sanat ürünleridir. 

 

Daha önceki sayılarımızda da paylaştığımız üzere, Bir fikir ve sanat eserinin FSEK anlamında eser olarak kabul edilebilmesi, yani korunabilmesi için;

• Sahibinin hususiyetini/özelliğini taşıması

• Sahibinin hususiyetini yansıtacak düzeyde şekillenmiş olması,

• FSEK’ de öngörülen eser türlerinden birinin içine girmesi ve

• Fikri çabanın ürünü olması,

Gerekir.

 

Bu kapsamda mimari projelerde eser niteliğinde kabul edilmektedir. Mimari projeler ve mimarlık yapıtlarının eser oluşuyla ilgili tanımlar yasada; ‘’Bedii vasfı bulunmayan, her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topografyaya ait maket ve benzerleri, her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım projeleri.’’ Olarak tanımlanmış (FSEK. M.2 / f.3) ve  ‘’Güzel sanat eserleri, estetik değere sahip olan;  Mimarlık eserleri güzel sanat eserleri tanımını düzenleyen (FSEK m. 4 / f.3)  ‘ de yer almıştır. 

 

Mimari projeler estetik değeri bulunup bulunmamasına göre, yasanın farklı maddeleri uyarınca koruma altındadır. Estetik niteliği bulunmayan mimari projeler FSEK. M.2 / f.3 uyarınca ilim ve edebiyat eseri olarak; estetik değeri bulunanlar ise; FSEK m. 4 / f.3 uyarınca güzel sanat eseri olarak korunmaktadır. İlgili yasa maddelerinin yarattığı önemli farklılık şudur: Mimari plan ve projenin estetik vasfı yoksa ilim ve edebiyat eseri olarak sadece kendisi korunacak; yapı ise FSEK hükümlerine göre korunmayacaktır. Fakat estetik değeri olan bir mimari plan ve proje söz konusu ise; hem plan ve projenin kendisi hem de oluşturulan yapının kendisi (mimari eser) FSEK hükümleri uyarınca koruma altında olacaktır. Dolayısıyla estetik değeri haiz bir projeyi gerçekleştiren mimar, daha fazla koruma sağlayan bir hukuki duruma sahip olacak, projeden ayrı olarak  bina üzerinde de  FSEK hükümlerinden kaynaklanan maddi ve manevi hakları mevcut olacaktır.

FSEK kapsamında mimari eser ve güzel sanat eseri arasındaki ayırım yargılamaya konu olmaları halinde, bilirkişilerce değerlendirilmektedir. Bilirkişilerce yapılan incelemede,güzel sanat eseri niteliğini haiz projelerin düzenlilik, simetri, yasaya uygunluk; harmoni ve değer farkı kriterlerin varlığını değerlendirmektedir.

Konuyu bir örnekle somutlaştıracak olur isek, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin, 2004/111 E, 2004/338 K Sayılı Dosyasına sunulan bilirkişi raporunda uyuşmazlık konusu Ankara Stad Otelin binasının insanda coşku ve hayranlık uyandırmaması; fonksiyonelliğinin ön planda olması ve literatürde bu teknik özellikleriyle yer alıp, insanların sadece otel olarak kullanmak amacıyla ziyaret etmeleri nedenleriyle güzel sanat özelliği bulunmadığı belirtilmiştir.  

 

5846 Sayılı Kanun uyarınca proje müellifi mimarın, mali hakları  eserin umuma arzı ve arz zamanının belirleme, eser üzerinde adına yer verilmesini talep etme, eserde değişiklik yapılmasını menetme, eserin aslından geçici süre yararlanma hakları manevi hakları , mimari projeyi çoğaltma, çoğaltılan projeyi tekrar uygulama (yayma hakkı) hakkı mali hakları olarak sıralanmıştır.

Söz konusu hakların ihlali halinde eser sahibi tarafından; hukuk ve ceza davaları açılarak ihlal engellenebilir ve ihlalden zarar  tazmin edilebilir.

 

Eser sahibi mimarın yazılı izni olmadan; mimari projenin tamamı veya bir kısmı üzerinde değişiklik, ekleme veya kısaltma yapılamaz. Mimari plan ve proje bakımından değişiklik yapılması; ekleme yapılması hallerinin tamamı mimarın iznine tabidir. Ancak bu izinlerin istisnası zorunluluk halidir. Mimarın eserde değişikliğe izin verme hakkı şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olup, miras yoluyla intikale yahut üçüncü şahıslara devredilmeye elverişli değildir.

 

Özetle, sahibinin hususiyetini/özelliğini taşıyan mimari projeler FSEK kapsamında eser olarak kabul edilmekte olup; eser sahibinin mali ve manevi hakları yasalar ile himaye altına alınmıştır. Bir yapının FSEK Kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğini hazırlanan projenin niteliği belirlemekte olup güzel sanat eseri niteliğine sahip projelerin, koruma kapsamı, ilim ve edebiyat eseri niteliğine haiz mimari projelere oranla daha geniştir.

 

Devam eden Sayılarımızda Eser Sahibinin haklarını kullanmak için, izlenecek yasal prosedürü  sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. 30.04.2015

 

Sevgiyle kalın…

              Avukat

       Hatice YILDIZ

Marka & Patent Vekili

 

    Test

    Form Gönderimi

    Tamam

    YILDIZ & EROĞLU HUKUK BÜROSU

    • Eskişehir Yolu Mustafa Kemal Mahallesi 2159 Sokak 8-2 Ankara
    • +90 312 232 16 90
    • info@yildizeroglu.com