AİLEYİ KORU-MAYAN AİLE KANUNU

(6284 SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN)

Aile; en basit tanımıyla;  evlilik ve kan bağına dayanan, karı-koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birliktir. Aile bir toplumun temel toplumsal kurumlarından biridir. Toplumu ayakta tutan temel öğelerdendir. İnsan türünü üretmek ve sürdürmek gereksiniminden doğmuştur. Devletin temel amacı da toplumun temel taşı olan aile kurumunu korumaktır.

Devlet, oluşturduğu kurallar ile aileyi koruma görevini yerine getirmeyi amaçlamaktadır. Bu amacına ulaşmak için hukuki düzenlemeler yapmıştır. Bu hukuki düzenlemelerin en başında, sıklıkla karşımıza çıkan 6284 sayılı Ailenin Korunması Hakkında Kanun’dur.

6284 sayılı kanunun asıl amacı aile içinde şiddete maruz kalan ya da şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınlar ile çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesidir. Amaç olarak bakıldığında oldukça önemli, gerekli bir düzenlemedir.

“Yasalar, çiğnenmek için vardır.” Sözü bu kanun için biçilmiş kaftan niteliğindedir. 6284 sayılı yasa aile bireylerine, özellikle kadınlara önemli haklar vermektedir. Tabi ki her yasanın olduğu gibi bu yasanında kötüye kullanılan yanları vardır. Kanun tamamen amacından çıkılmış bir şekilde uygulanmaktadır. Kanunun uygulanma biçimi, kanunun amacıyla çelişmektedir.

Bu durumu bir öykü ile özetleyecek olursak; “ A, bir devlet dairesinde çalışmaktadır. A’nın eşi B, ev hanımıdır. Çiftin C adında bir çocukları vardır. Yoğun ve oldukça stresli geçen bir iş gününün akşamında eve gelen A, evde yemek olmadığını görür. B’ye neden yemek yapılmadığını, iyi olup olmadığını sorar. B, “İyiyim, sadece canım yemek yapmak istemedi” cevabını verir. Bu cevabın üzerine A, hiçbir sorun çıkarmadan kendisi bir şeyler hazırlar, yemeğini yer ve gece olunca yatar. Bu durum bir ay gibi bir süre devam eder. Her akşam aynı senaryolar tekrar eder. Bir gün A, işten çıkıp evine giderken komşuları K, B’nin sürekli çocukları C’yi kendisine bırakıp gittiğini söyler, işe başlayıp başlamadığını sorar. A, eve gelince B’ye olanları anlatır ve ne işler çevirdiğini sorar. Eşler arasında tartışma başlar ve B, polisi arar. Polis gelir, eşleri karakola götürür. Eşlerin ifadesi alınır. İfade sırasında B, “A’dan çok korktuğunu, kendisini ve çocuğunu ölümle tehdit ettiğini, sürekli olarak fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını” beyan eder. Durumun ciddi olduğunu düşünen komiser D, eşleri nöbetçi hâkimin karşısına çıkarır. Nöbetçi hâkim H, 6284 sayılı kanunun 5.maddesine dayanarak A, hakkında 6 ay süreli tedbir kararı verir. Tedbir kararına göre;

-         A, Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılacak ve müşterek konut B’ye (korunan kişiye) tahsis edilecek,.

-         A, Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmayacak,

-         A ile çocukları Ç, arasındaki kişisel ilişki tamamen yasaklanacak,

-         A, hiçbir şekilde B’nin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve çocuklarına yaklaşmayacak,

-         A, B’yi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmeyecektir.

Bu kararın ardından A, yanında hiçbir eşyası olmadan evinden uzaklaştırılmıştır. 6 ay gibi uzun bir süre çocuğunu görmesi ve kendi emekleriyle evlenmeden önce almış olduğu evine girmesi yasaklanmıştır.

Bu olaydan bir hafta sonra B, A’ya karşı boşanma davası açmıştır. Boşanma davasına bakan hâkim, şiddet uygulandığı gerekçesiyle boşanmaya karar vermiştir. Boşanma kararı ile birlikte çocuğun velayeti ve müşterek konut B’ye verilmiştir. Ayrıca, A’nın aylık bir miktar nafaka ödemesine karar verilmiştir.”

Olayımız bu şekildedir. Sadece kadın talep etti diye hiçbir araştırma yapılmaksızın koca hakkında tedbir kararı verilmiştir. Tartışma nedeninde ve tartışmanın başlamasında kusur kadında olmasına rağmen koca evden uzaklaştırılmış, bir babanın çocuğunu görmesi yasaklanmıştır. Eşinden ve çocuğundan ayrılmış, kendi emeğiyle edinmiş olduğu evini kaybetmiştir. Üstelik hiçbir şiddet uygulamadığı halde. Çünkü 6284 sayılı kanun bu imkânı vermektedir.

  6284 sayılı kanunun aile kavramını tamamen ortadan kaldırdığı bir gerçektir. Hiçbir araştırma yapılmaksızın sadece talep edenin beyanları doğrultusunda bir babayı veya anneyi çocuğundan ayırmak hiçbir yasal gerekçe ile açıklanamaz. Aile, en basit haliyle anne-baba-çocuk üçgeniyle kurulur. Ailenin korunması kanunu, bu üç temel taşı bir arada tutmalıdır. Anne veya baba fark etmez, kanun tarafından aileden uzaklaştırılıyorsa bu kanun, ailenin korunmasını amaçlamamaktadır.

Bu aksaklığın önüne geçebilmek için öncelikle tedbir kararı veren makamların, karar vermeden araştırma yapması gerekmektedir. En azından söz konusu ailenin komşuları dinlenilmelidir. Beyan üzerine karar verildiği takdirde, her kocanın sonunun A, gibi olması kaçınılmazdır.

Aileyi korumak, eşlerden birinin konuttan uzaklaştırılması değildir. Eşlere aile olmanın ne demek olduğu, ailede kişilerin ne gibi sorumlulukları olduğu öğretilmelidir. Eşlerin aile olma bilincine sahip olması için çalışmalar yapılmalıdır.

Aileyi koru-mayan aile kanunu karşısında sağlam bir aile olmak dileğiyle,

Esenlikler dilerim.

             Avukat                                            Avukat

       Hatice YILDIZ                                   Zeki AKARSU

Marka & Patent Vekili

    Test

    Form Gönderimi

    Tamam

    YILDIZ & EROĞLU HUKUK BÜROSU

    • Eskişehir Yolu Mustafa Kemal Mahallesi 2159 Sokak 8-2 Ankara
    • +90 312 232 16 90
    • info@yildizeroglu.com